28 Eylül 2014 Pazar

İş Veren - İş Gören


İşverenlik yahut İşgörenlik mülkiyetle ilgili bir kavram değildir..!!
İş veren ve iş gören kavramları tam anlamıyla ruhla karakterle ilgilidir..!!

İş gören ruhlu insanlara yapmaları gereken işi sürekli birileri söyler...
İş veren ruhlu birisi önce yapılması gereken işi tespit eder.. sonra kendisi yapar.. işlere yetişemediği zaman yanına yardımcılar alır.. ...
sonra yapılması gereken işlerin çokluğuna göre yanındaki yardımcıların sayısını artırır.. bir süre sonra kendisi fiili iş yapmayı bırakır ve İş Gören ruhlu yardımcılarına İş Vermeye başlar..


Normal piyasa koşullarında İşverenlik yahut patronluk dediğimiz şey bu dur..!!

Lakin Özal'dan sonra yeni bir patron tipi çıktı.. devlet kaynaklarını yağmalayarak yahut müşteriyi kandırıp B malını A malı diye satarak yahut kayıt dışı işler yaparak hak etmedikleri zenginliklere ulaşan bu yeni tip iş adamları İş verenlik/patronluk kavramını sadece paraya indirdi..

Oysa borsada para kazanmak iş verenlik değildir.. yahut icraya düşmüş malları ucuza alıp pahalıya satarak para kazanmak iş verenlik değildir.. yahut imar planında oynama yaparak rant üzerinden para kazanmak iş verenlik değildir..!!

Bu yüzden biz paraya değil.. adama saygı gösteririz..!!!!

Herhangi bir proje üretip değer yaratmayan bu yeni tip iş adamları, tahta kurusu gibi her yanı sarmış.. ülkemi kemirip duruyor...!!

19 Eylül 2014 Cuma

ŞEHİT KİMDİR..? İT OĞLU İT KİMDİR..!?


Bir köy düşünün, insanlar mısır yetiştiriyor, hayvanları var, tarlalarda çalışıp, avlanıp mutlu mesut yaşıyorlar..!

Sonra bir senesinde komşu köylerde kuraklık oluyor..!! komşu köylerde az mısır yetişiyor..!!
Bizim köyün ehteyarı diyor ki ; bu sene kuraklık var.. diğer köylerden gelip mısırımızı çalmak isteyebilirler.. herkesin KENDİ TARLASINI ve MISIRINI ...koruması lazım..!!
Başka bir ehteyar diyor ki ; Arazilerimiz geniş herkes tek başına arazisini koruyamaz..! bu yüzden herkes bir oğlunu versin.. onlarda köyün sınırlarında sırasıyla nöbet tutsun..!!!!! haydutlara, haramilere, hırsızlara karşı köyümüzü korusun..!! aramızdaki avcılarda bu gençlere nasıl silah kullanılır bunu öğretsin..!!

Ve o sene öyle yapıyorlar.. sınırların korunduğunu gören haydutlar da mısırı çalamıyorlar..!! ve köylü anlıyor ki.. bu faydalı bir şey, bu yöntemi her sene yapmalılar..!!


 Sonra köyde bir gün salgın hastalık oluyor.. aralarından biri dağlarda bulduğu bir otu kaynatıyor ve tüm köylüye içirerek köyü hastalıktan koruyor..!!
Ona da diyorlar ki sende artık tarlaya çalışmaya gitme.. sen hep dağlarda gez ki başka şifalı otlar da bulabilesin.. biz senin ailene bakmak için kendi yetiştirdiğimiz mısırdan birazını senin ailene de veririz..!!!

ve sonra benzer konularda da aynı yöntemi kullanıyorlar.. ortak ihtiyaçlarını gidermek için aralarından birini seçip o iş için görevlendiriyorlar..!! kimi çocukları eğitiyor.. kimi sınırları koruyan oğlanlar için yemek pişirip onlara dağıtıyor..!!

İşte yaşadıkları köyün daha mutlu daha huzurlu yaşaması için çalışırken ölen insanlara biz ŞEHİT diyoruz..!
Millet tarlada çalışırken, yahut dış sınırlarda nöbet tutarken..
Önceleri gizli gizli, sonraları yalanla dolanla, köyün ambarından mısır çalanlara, köyün topraklarını başkalarına peşkeş çekenlere, köyün suyunu satıp, parasıyla da yan köyde hovardalık yapanlara da..


  BİZ VATAN HAİNİ YAHUT İT OĞLU İT DİYORUZ..!!!!!!!!!!!!!!

 

14 Eylül 2014 Pazar

Anonim Sanatcılara..!!

KADEH KALDIRIYORUM..!!

Ataol Behramoğlu'nun 1980 darbesi sonrasında yaptığı bir tespit vardır.

Der ki ; sanatı yasaklamak anlamsızdır..!!!!! çünkü sanat (üretilen ürün) kötüyse, insanlar tarafından benimsenmez ve zaman içinde kaybolup gidecektir..!! eğer üretilen sanat iyiyse ve toplum tarafından benimsenirse.. sen ne yaparsan yap onun yayılmasını engelleyemezsin.. gizli gizli.. kulaktan kulağa ...yayılır...!!!
Yani her koşulda sanatı yasaklamak anlamsızdır..!!

Demem şu ki ;
Sanatçı; yeni bir görüş... yeni bir düşünce.. yeni bir yöntem.. yeni bir tespit yapan kişidir...! yeni keşfettiği bir şeyi sanatın herhangi bir dalıyla anlatabilir..!! yahut eski bir düşünceyi yeni yöntemlerle anlatmayı deneyebilir..!!

İş bu yüzden sanatçılar toplumda ki en değerli kişilerdir.. çünkü sanat insanlığı ileri taşır... bilimin önünde yürür.. bilim adamlarının hayallerini genişletir.. ufuk açar..!!

''Deniz altında yirmi bin fersah'' yazıldığında henüz denizaltı icat edilmemişti..!! yahut 1984 romanı yazıldığında sokaklar kameralarla kontrol edilmiyordu..!!

Eğer bir bilgi güzel ve doğruysa topluma yayılır..!! ata sözleri gibi.. anonim türküler gibi..
Ve Biz biliriz ki.. her anonim sözünün bir mucidi vardır..!! o sözü ilk defa yaratan bir kişi vardır..!! isimlerini bilmemize gerek yoktur..!! ruhları bizimledir..!!!

Tüm anonim sözlerin, şiirlerin, türkülerin, yaratıcılarını anıyor ve onlara kadeh kaldırıyorum..!!!

13 Eylül 2014 Cumartesi

Profosyonel Ordu..!!!


SUBAY KİME DENİR.. KADASTRO MEMURUNDAN FARKI NEDİR..!?


Yıllar önce Ankara'daki ofisimde 2-3 arkadaş oturuyoruz.. aramızda emekli subay bir abimizde var.. Çuval olayı yeni olmuş.. ve konu çuvala geldi..!
Ben dedim ki ; aferin tim komutanına,, soğuk kanlı davrandı,, bir çatışmaya izin vermedi.. emri altındaki askerlerin hayatını korudu.. ve belkide Türkiye'nin bu bahaneyle savaşa sokulmasını engelledi...!!!
...
Emekli subay abimiz ( yaşı 70 e yakın) dedi ki ; oğlum öyle değil..!! bir tim komutanı çatışma çıkardı diye.. yahut manyak bir F-16 komutanı Atina'ya daldı diye iki ülke arasında savaş çıkmaz..!!! buna sebep olan kişi yakalanır ve cezalandırılır... iki ülke arasında savaş başka nedenlerle çıkar..!! ve savaştan önce ambargolar başlar.. elçilikler boşaltılır.. yani sen savaşın çıkacağını en az 6 ay önceden anlarsın..!!
O subayların orada ölmesi gerekiyordu..!! ama ölemediler..! Çünkü arabalarının taksiti bitmemişti.. çocuklarının okulu,, eşlerinin tatil planı vardı..!!!!!!!!!!!

Yani demem şu ki ;
köylü tarlada çalışır.. işçi fabrikada.. ülke olarak bir değer üretir.. barış zamanlarında askere bakar.. en güzel yerleri orduya tahsis eder.. ordu evlerinin ucuz yemeğini sübvanse eder.. ayağına postal.. sırtına palto..altına araba verir..!!!

NİYE..!?
Barış zamanlarında ( 80 yıl boyunca) ekonomiye hiç bir katkısı olmayan 200 bin subaya ben niye bakıyorum..!?
ZAMANI GELDİĞİNDE ÜLKEMİ KORUSUN DİYE...!!!!

ilk emekli subayı cezaevinde esir etmek için geldiklerinde o subay tetik elleseydi..!! peşine 300 subayı ESİR alıp Türk ordusunun ulusalcı kanadını hadım edebilirler miydi..!?
Yahut bayrağı indirenin kafasına çaksalardı..!! o bayrağı indirmeye bir daha cesaret edebilirler miydi..!??

Sorsan hepsi kendisini kahraman zanneder..!! doğuda görev yaptıkları zamanı anlatır..!!
sen doğuda teröristle çatışırken.. seninle birlikte hiç bir askeri tecrübesi olmayan 20 yaşındaki köylü çocuklarda savaşıyor..!! neyin kahramanlığından bahsediyorsun sen..!! adam üzerine mermi yağdırırken kusura bakma da sende elindeki silahla cevap vereceksin tabi ki..!!
sen doğuda 3 yıl görev yapıyorsun.. 20 yaşındaki çocukta bir yıl askerlik yapıyor..!! üstelik subay postalı giyip subay maaşı da almıyor.?
Kaldı ki.. komutan olduğu belli olmasın diye rütbesini sökerek gezen,, yahut birlik dışına çıkarken arabasına flama takamayan subaylarda gördük biz..!!!

Özetle.. askerin işi kitap yazmak değildir..!! gerektiği zaman tetik ellemeyi bilmek.. ve bu ülke için ölmektir..!!!! tarlada, fabrikada çalışıp, barış zamanlarında size bakmamızın sebebi bu dur..!!!!

Vazgeçtim ölmekten...sen tayinden korkarsan.. meslekten atılmaktan korkarsan.. kafana çuval da geçirirler.. ajan diye cezaevine de atarlar.. Bayrağı da indirirler.. Ankara'nın göbeğinde de döverler..!!

Çünkü artık sen asker değil.. Tapu kadastroda bir devlet memuru olmuşsundur..!!

3 Eylül 2014 Çarşamba

Ne zaman Anlarlar..!?



Marx der ki : ''somut koşulların somut tahlili..! ''

Lenin der ki : ''şartlar olgunlaşmadan devrim yapamazsın..!''

Her iki cümlenin de özet olarak verdiği mesaj şu dur ; insanlar içinde bulunduğu koşullara göre düşünür ve davranır.. koşullar değiştiğinde insanların davranışları da değişir..!!

Yani bu gün sistem çalışırken kime ne anlatsak boş..!!

I. Dünya savaşı öncesi İttihat ve terakki  ne anlatırsa anlatsın kimse dinlemedi..!!??

imparatorluk kaçınılmaz dünya savaşına girdi.. ( savaşa girmek mesele değil.. savaşı kazanmak mesele..!)

1918.. birinci dünya savaşı bitti.. İstanbul ve Anadolu işgal edildi..!!

1918 ile 1920 yılları arasında Anadolu insanının üzerinden..!!!!!!! ingilizi, fransızı, italyanı,yunanı geçti...!!

1920 den sonra düzenli ordu kurma çabaları ve 1922 zafer..!!

Yani demem şu ki..!! Anadolu insanının aklının başına gelmesi için..

1918 ile 1922 arasındaki 4 sene gibi anaların bacıların üzerinden geçilmesi gerekiyor..!!

1918 ile 1922 arasında İstanbul da işgal kuvvetlerinin emri altında yaşayan ve Mustafa Kemali hain ilan eden padişahın İngiliz zırhlısına binip kaçması gerekiyor..!!

yiyecek ve içecek su bulmanın değerli hale gelmesi gerekiyor..!!

İşte o zaman..!! bu badem akıllıların hepsi anlar..!!!

Hastalık ve Tedavi...!!


Hastalık ; vücudun çalışma sisteminde herhangi bir bölümün görevini yapamaması.. çalışma sisteminde ki aksama...!!

Hastalığı ne zaman anlarız..!?
CVP:  Hasta olunca..!!
Yahut (çok nadir olarak) başka bir iş için gittiğimiz hastanede tesadüf sonucu verilen kan tahlillerinde..!!
Ülkelerin, şirketlerin çalışma sistemlerinin görevini yerine getirememesi de aynı vücut  hastalıkları gibidir..!!
Ya Aydınlar.. Yazarlar-Çizerler önden tahliller yaparak hastalığı tespit eder..!! Yada hasta olup yatağa düşünce anlarız..!!!

Hastalıkları tedavi etmek için önce hastalığı yapan sebepleri bilmek gerekir..!!

Çünkü tüm ilaçlar Hücredeki sorunu gidermeyi hedefler.. Hücreyi tedavi edersen.. organı ve vücudu tedavi edersin..!!

1980 darbesi üzerine yazılan kitaplara baktığımızda genelde direniş hikayeleri ve yapılan işkencelerin anlatılması..!? aradan on yıllar geçtikten sonra bir kaç tespit de ''ülke ekonomisinin batıya bağlanmış.. kapıların küresel sermayeye açılmıştır '' şeklinde olmasıdır..!!

'' Our boys done it '' açığa çıkınca da bu darbenin Türkiye'yi batı sermayesine bağlamak için yapılan bir NATO planı olduğu tereddütsüz kabul edilmiştir..!!

AMA HİÇ KİMSE ŞUNU SORMADI..!?

DAL ( Derin Araştırma Laboratuvarı ) da Yahut  Ziverbey köşkü gibi işkence merkezlerinde neden insanlara sistematik olarak işkence yapıldı..!?

Bu sorunun cevabı bir kaç manyağın yada faşist karakterli insanların bireysel davranışı olamaz..!!! ( çünkü aynı dönemde oranı çok az olmakla beraber sağcılara da işkence yapılmış ve ceza verilmiştir. ve binlerce insana bu işkenceler yapılmıştır.)

Savaşta bile savaş kuralları vardır.. karşı tarafı esir alırsın ama ona işkence etmezsin..!!
Eğer Türk Ordusunun amacı ülkede ki karışıklıkları durdurmak ise.. tüm olaylar darbenin ertesi günü bıçakla kesilmiş gibi bir günde bitti..! yani darbe bu amacına bir günde ulaştı..!!

Lakin sistematik işkence 1980-1982 arasında bu ülkede çok şiddetli uygulandı..
Aşağıdaki rakamların ürkütücülüğü olayın vehametini ortaya koymaktadır..!!

'' 650 bin (!) kişi gözaltına alındı ...
517 kişiye ölüm cezası verildi
49 kişi idam edildi
1 milyon 683 bin kişi "fiş"lendi
Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı
30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı
388 bin kişiye pasaport verilmedi
14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı
30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti
300 kişi "kuşkulu bir şekilde" öldü
171 kişinin "işkenceden öldüğü belgelerle kanıtlandı
14 kişi cezaevindeki uygulamaları protesto etmek için yaptıkları "açlık grevi" sonucu yaşamını yitirdi
937 film "sakıncalı" bulunduğu için yasaklandı
23 bin 667 derneğin faaliyeti durduruldu
3854 öğretmenin, üniversitelerde görevli 120 öğretim üyesinin ve 47 hakimin işine son verildi
7233 devlet görevlisi bölgeleri dışına sürüldü
1402 sayılı yasa nedeniyle 9400 kişi kamu görevinden atıldı ya da sürüldü
Gazetecilere toplam 3315 yıl 6 ay hapis cezası verildi
İstanbul"da gazeteler toplam 300 gün yayımlanmadı
13 büyük gazete için 303 dava açıldı
Gazeteciler hakkında toplam 4000 yıl hapis cezası istendi
300 gazeteci saldırıya uğradı
3 gazeteci öldürüldü
49 ton gazete, dergi ve kitap, sakıncalı olduğu için imha edildi..


Kardeşim darbeyi yapmışsın.. olaylara sebep olanları ceza evine koyup, elini ayağını bağlayıp etkisiz hale getirmişsin..!! yani hedefin buysa buna ulaşmışsın.. neden insanlara işkence edersin..!!??

1980 Darbesinin amaçları içerisinde bu ülkenin insan kaynağını yok etmekte vardır..!!

Ve Darbe bu konuda da amacına ulaşmıştır..!!

Abilerine, ablalarına, komşunun oğlunun başına gelenlere şahit olanlar.. okumayı, düşünmeyi, bırakmıştır...!! darbeyi canlı yaşayanlar kendi çocuklarının başına da aynı şey gelmesin diye çocuklarını kendi haklarını arama mücadelesinden uzak tutmuşlardır..!!

ve itiraz edecek kimse kalmayınca, Turgut Özal'la başlayarak 30 sene bu ülke sömürülmüştür..!!!!!!!!!!!!!!!!

Bu gün geldiğimiz nokta da aynı film tekrarlanmaktadır..!!
Darbeyi yapan asker değil.. sivildir..!!
İşkence bedensel değil ruhsaldır..!!
İnsan kaynağı korkuyla bastırılmakta.. yeni nesil ÖNCÜ gençlerde bu ülkede yaşanmaz yurt dışına gidelim havası esmektedir..!!

Basının susturulması ve olaylardan haberdar olma özgürlüğünün engellenmesi bu yüzdendir..!!
Gezi parkındaki şiddet bu yüzdendir..!!
Subayların cezaevine atılması bu yüzdendir..!!
Memurların sürülmesi bu yüzdendir..!!
Vergi müfettişlerinin tehdidi bu yüzdendir..!!


her 30 yılda bir insan kaynağımız yok edilmektedir..!!

Ana hedef budur..!!

Bu iki türlü yapılmaktadır.
1- Parayla satın alarak
2- Karakter sağlam ve ruhunu lüküs hayat için satmıyor ise.. yok ederek..!!

Bireysel kurtuluş desteklenmekte.. zeki insanlar yüksek maaşlarla Plazalarda yahut Amerika da ki laboratuvarlarda toplanarak denetlenmektedir...!! ( sadece Türkiye için değil.. tüm dünya için bunu yapıyorlar..)

Onlarda çok iyi bilmektedir ki Zeka ve Karakter farklı şeylerdir..!!

ÇÜNKÜ BİZ KAPTANIZ...!!
FİLİKAYA ATLAYIP KENDİMİZİ KURTARMAYI DEĞİL..! GEMİYİ VE İÇİNDEKİ İNSANLARI KURTARMAYI DÜŞÜNÜRÜZ...!!!
 
Yani sen ülkesini seven karakterde ve aynı zamanda yeni şeyler üretecek yetenekteysen.. tehditsin ve yok edilmen gerekmektedir..!! 
Aselsan mühendisleri gibi..!!
Kalanlarda korkudan yerinde saklanır.. bu gün hangi mühendis Aselsan'da bir şey üretmek için emek harcayabilir ki..!? 

Her 30 yılda bir çayırlar biçiliyor.. zehirli ayrık otlar ayıklanıyor.. toprağa da ( yani eğitim sistemine de ) ot ilacı sıkılıyor..!! Ki kısa vadede ayrık otlar yeniden çıkmasın..!!!