17 Şubat 2015 Salı

Özgecan..!!



 ilk çağdan bu zamana, sapkın düşünceler içerisinde olan, diğer insanlara ve kamu düzenine zarar veren insanlar toplumun içerisinde olmuştur.

Sürü halinde yaşayan bazı memeli hayvan topluluklarında,  sürünün kurallarına uygun davranmayan bireyler sürüden atılarak, dışlanarak cezalandırılmakta.. tek başına hayatta kalma şansı olmadığı içinde bu sürgün cezası ölüm cezasına dönüşmektedir.

İnsanlığın (uygarlığın) ilerlemesi ile birlikte suçun engellenmesi kabile liderinin yahut , kralların emri ve otoritesi ile sağlanmaktadır. İSA'DAN ÖNCE 4.000- 2.000 yıllarında Mezopotamya daki uygarlıklar yazılı kanunlar yapmış, insanların bir arada yaşarken diğerine zarar vermesini engellemek, aynı zamanda kişi haklarını koruma altına almak, iftiralardan dolayı yanlış cezalandırmaların önüne geçmek gibi sorunları çözebilmek için, bu gün ki modern hukuka giden yolun ilk taşlarını döşemişlerdir.. Bunların en bilineni Sümer tabletleri ve Babil kralı ( M.Ö. 1750) Hammurabi'nin yazılı kanunlarıdır.

 Suç'u engellemek yönünde ki en önemli gelişme, tek tanrılı dinlere geçişle başlamıştır. Her şeyi gören Tanrı,  omuz başlarımızda oturup insanların davranışlarını deftere yazan melekler.. başkaları görmese de Allah'ın göreceği ve cezalandıracağı kavramı bireylerin suç işlemesini azaltmak hedeflidir..!!

Bütün semavi dinler benzer şeyleri söyler.. Hıristiyanlığın söylediği 7 günah yahut 10 emir işin en kısa ifadesidir. adam öldürme der.. hırsızlık yapma der.. muhafızların olmasına gerek yok.. Allah seni görür ve cezalandırır der.

Gelişen üretim ilişkileri, şehirleşme, insanlar arasında çıkan çatışmalar, kanunların daha kompleks olmasını ve detaylara inmesini de zaruri hale getirmiştir.

İslam çıktığı yıllarda  Hıristiyanlık'a kıyasla çok daha ilerici, devrimci, insanları iyiye, güzele, doğruya yönlendiren bir yapıda, insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen bir yapıda çıkmıştır.

lakin 2.000 yıl öncesinden başlayan, insanların inançlarına seslenerek onları kontrol etme yöntemine dayanan inançlar sistemi, Günümüze geldiğimizde önümüzde kocaman bir sorun olarak durmaktadır...!!

Çünkü inançlar bilim değildir...!! Bilim değişmez ama inançlar değişir....!!!
Su 5 bin sene öncede 100 derecede kaynıyordu şimdi de..!!
ama inançlar öyle değildir.. Kişiye göre değişir.. Yoruma göre değişir...!!

İnsanların inançlarını kullanarak yönetmek isteyen yobazlar da yalan konuşarak kavramları değiştirir..!!

Adamın birisi kalkar 10 yaşında kız çocuğuyla evlenmek doğrudur diye fetva verir...!!

Başka birisi, annenin diz kapağını görmek günahtır diyerek anneyi bile cinsel tehdit olarak nitelendirir...!!

Hırsızlık devlet eliyle kutsanır..!!

Ayetlerle dalga geçilir...!!

Cemaatlere üye olunup bodrum katlarda sabahlara kadar hu çekilir..!!

Cemaat şeyhinin müritlerine tecavüz etmesine normal bakılır..!!

Hoca diye bir şaklaban kalkar, herkesin seyrettiği televizyon ekranlarına çıkar, maşallah, inşallah diye seksi kedicikleri sever...!!

Parayı dinsel söylemlerle bulan iş adamları..  ben hovardalık yapmak istiyorum diyemediği için, 3 saatlik muta nikahı kıyar ve Yaptığı ahlaksızlığa  Allah'ı şahit eder...!!

Kafa kesen, küçük kızlara tecavüz eden caniler devlet eliyle desteklenir.. tırlarla silah gönderilir..!!

İnsanları domuz bağıyla bağlayıp öldürenler serbest bırakılır..!!

İSE,

Bütün bunları seyrederek dinleyerek yetişen minibüs şoförü de arabasına aldığı kıza tecavüz etmeyi kendinde hak görür.. beceremeyince öldürür...!!

Tarih boyunca toplumun içerisinde sapkın davranışlar içerisinde olan insanlar vardır..

Ne zaman iktidara sahip olanlar çürür.. toplum içindeki çürümüş insanlarda gün ışığına çıkmaya başlar.. iktidardan cesaret alırlar.. çünkü kendileri gibi olan bir dünya beyinsiz ve yobaz toplum tarafından alkışlanmakta.. yaptıkları da hoş görülmekte.. onlara verilen cezalar uygulanmamaktadır...!!

Özgecan olayı bir örnektir... çan eğrisinin sonunda ki bireysel bir sapkınlıktır.. ama bu kadar uç noktaya gelmeden önce, şu an ülkemizde ve bölgemizde daha alt kademelerde bir dünya sapkınlık almış başını yürümüştür..!!

Mesele sadece erkeklerin kadınlara uyguladığı şiddet yahut cinsel taciz  meselesi değildir..!!

Mesele toplumdaki çürümedir..!!
Mesele insanları yöneten kişilerin yetersiz ve çürümüş olmasıdır..!!

Çözüm bilimdir..!!
İnsanlığa fayda sağlayan bilimdir..!!
Bu gün hayatınızı kolaylaştıran her şeyi, tıpta, teknolojide, tarımda, makineleşmede, bilim keşfetmiştir..!!

Eğitim sisteminin bilimsel temelden çıkıp, inanç temelli olmasının sonuçları Müslüman coğrafyasında görülmektedir...!!!










14 Şubat 2015 Cumartesi

14 şubat kediler günü...!!


(Baş not ; bu yazıyı lütfen ağır ağır.. her noktalamada en az 2 saniye durup bekleyerek.. sindirerek okuyun..)

  14 şubat 2015
Bulduysan.. kaybetme..!!

Sanırım dünyanın en kısa şiirini yazdım az önce..  ama bu iki kelimeyi  yazmak 40 yılımı aldı..

Nice kadın bu şiire tuğla koydu.. yapısında çalıştı...!!
 sesleri.. tenleri.. kırıp döktükleri..  ihanetleri.. çaresizlikleri.. gözyaşları.. istekleri.. sevileri.. fedakarlıkları.. mutlulukları.. kıskançlıkları.. yalnızlıkları.. öğrettikleri.... vesselam.... AŞKLARI ile..
Nice kadın...

Kiminin ismini unuttum.. kiminin resmini..!!

Zamanla geçer diyorlar,
Sanırsın zaman her derde deva ilaç ellerinde...
Zamanla geçmez acıyla çizilen,
Döğme gibi kalır bir ömür tenimizde...!!

Kimisi böyle şiirler yazdırdı..

Kimi güneşin batışını seyreder..
Kimi doğuşunu.
Sevmek kimisinin hayatını karanlığa gömer..
Kimisine sabah coşkusu..!

Kimisi böyle..

Kiminin kendisi şiir gibi kadındı..!! hakkında tek satır yazamadım..!!

Kimisi bana şiir yazdı.. kimseye okuyamadım..!!

İlk aşkımdan ayrıldığımda.. sandım ki öleceğim..!!
Ben bir daha kimseye aşık olamam diye düşündüm..
Bir daha kimseyi böyle sevemem..!!

işin kötüsü.. ikincisinden ayrıldığımda da.. üçüncüsünde de  hep aynı şeyi düşündüm.

Aşık olmadığım hiç bir kadına dokunmadım.. dokunamadım..!!

Ve fark ettim ki aşk dediğin bazen bir gece..!!! bazen bir ömür seninle..!!
Birbirleriyle hiç kıyaslamadım.. Hangisi daha büyük yahut gerçek aşk diye..!!

Bulduysan.. kaybetme..!!
şiiriyle başladık yazıya.. anlayan anladı..!!

bir kaç kelam da,
Bulamayanlara, Bulup da yaşayamayanlara, varken kavuşamayanlara, geç bulup erken kaybedenlere, imkansızlara, yasak aşklara, evliliğinin bilmem kaçıncı yılına gelip bacı-kardeş olanlara, bizden geçti artık deyip kalbini kapatanlara, 100 kontör için aşk satanlara, Aşık olmadığı halde sevgili olup birbirini aldatanlara, çocukları için birbirine katlananlara....!!

Yine kısa bir şiir olsun onun sloganı da

14 şubat 2015
Bekleme.. gelmeyecek...!!!!

Gelmeyecek olan kim..!? Ne..!?
en iyi sen bilirsin..!!
Ben sana sadece gelmeyeceğini bildiriyorum.. Tarih boyunca gelmemiş..!!

Aşk, Mutluluk, kendi kendine gelmez..!!
 Sorunlar kendi kendine çözülmez..!!
Bazen uzun ve yorucu bir süreç gerektirir..!
Bazen de büyük İskender gibi yapmak,, çekip kılıcı kesmek gerekir..!!

Ne diyordu şair ; '' suya düştüğün için değil, sudan çıkamadığın için boğulursun..! ''
kimsenin sana halat atacağı yok..
Yani
Bekleme.. gelmeyecek..!!

Değerli olan sensin.. Değerli olan yaşam.. zaman..!!

Hiç bir şey bilmiyorsan.. git bir limana.. belgesel izler gibi kedileri seyret..!!

14 şubat kediler günü çünkü..!!

An itibariyle aşk yaşıyorlar...!!!

Arabası, parası, yeni bir ayakkabısı olmadığı halde.. aşk yaşıyorlar..!

Kimseyi takmadan..!!

Not ; Ali, Ayşe'yi seviyor..!! yahut Ayşe Ali'yi seviyor..!! yazdırmayın duvarlara.. aşk utanılacak bir şey değildir.. sevdiğini, beğendiğini, hoşlandığını, onunla zaman geçirmek istediğini,, ONA SÖYLEMESİ GEREKTİĞİNİ,, öğretin çocuklara...!!!






10 Şubat 2015 Salı

'' Hasan, 5 kuruş ''



...
Sabah İstanbullular, Kızılay'ın çağrısına uyarak para yardımı yapmak üzere gazetelerde sıraya girdi. İleri gazetesinin dar idarehanesine sığmayanların büyük kısmı, dışarıda kalmıştı.
 ....
 İçerde, daha afyonu patlamamış olan huysuz idare memuru, bir deftere, söylene söylene, bağış yapanın adını ve bağış miktarını yazıyordu.

'' Kahveci Ali, 100 kuruş ''
'' Eskici Yusuf, 50 kuruş ''
'' Hallaç Asım, 75 kuruş ''
'' Bakkal Ahmet, 100 kuruş ''
'' Terlikçi Adem, 200 kuruş ''
Sırada, küçük, cılız bir oğlan vardı. Bir önceki bağışçının çocuğu sanan memur, öfkeyle, yürüyüp yol vermesi için işaret etti. Ama çocuk yürümedi, büyük bir ciddiyetle, bütün servetini çıplak masanın üzerine bıraktı :
'' Hasan, 5 kuruş.''
( T. Özakman- Şu çılgın Türkler- sayfa 47 )

Yani demem şu ki ;

Siyaset için para gerekir diyerek, Gizli uyuşturucu baronlarından, akaryakıt kaçakçılarından, ülkemi yağmalayarak  zengin olanlardan para dilenmek.. uluslararası tefecilerden para almak.. siyasetçilerimizi kirletmektedir..!!

Kişi para aldığı yerden.. emir de alır....!!!

Atatürk'ün ihtiyaç duyduğu parayı nasıl bulduğu bellidir..!!  un, şeker, çorap...!!!

Burası Türkiye.. Biz Türk'üz...!!

Cepheleşme sürecinde birlik olacak ulusalcı partilerin arkasında Türk halkı olacaktır..!!

Kimsenin Şüphesi olmasın...!!!!!

Sağ-Sol değil.. Muhafazakar- Demokrat..!!



 Ai-ki-do..  Evrenle bütünleşme.. Kelime olarak tam anlamı '' yaşam gücüyle bütünleşme yolu''

Sen evrenin bir parçasısın.. bende öyle.. ve ben sana zarar verdiğimde.. aslında kendime zarar veririm.. Çünkü evren bir bütündür...!!!! Bu yüzden Aikido tekniği saldırıdan ziyade savunma ve rakibin hamlelerini boşa çıkarma üzerine kuruludur..!!

Lakin Bu felsefe pratik uygulamalarda gerçekleşmediği için önemsenmemektedir..!!

Oysa evren  gibi bir sonsuzluğu ifade eden kelime yerine daha dar/küçük/belirli şeyleri koysak Aikido'nun felsefesi çok daha iyi anlaşılır...!!

Bedenin bir bütündür.. kendi parmağına saldırmak.. kendine saldırmaktır.. ..!!
Ailen bir bütündür.. kendi çocuğuna saldırmak.. kendine saldırmaktır...!!
Yaşadığın mahalle bir bütündür.. kendi sokağını çöple doldurmak.. kendi evini çöple doldurmaktır..!!
Yaşadığın ülke bir bütündür.. kendi ülkenle savaşmak.. kendinle savaşmaktır..!!

Türkiye de ki sol teorilerin yıllardır yaptığı hata budur...!!
Çalıştığın fabrikanın makinalarını kırmak.. kendine zarar vermektir..!!
Kendi devletinle çatışmak.. kendinle çatışmaktır...!!

Devlet sensindir.. asker polis sensindir..!! kendine savaş ilan edersen kazanma şansın yoktur...!!

Bu yüzden tanımlamaları yaparken.. kimin düşman olduğunu ifade ederken.. doğru tespitler yapmak gerekir..!!

Tıpkı yıllardır kullandığımız sağ-sol kavramlarının geniş kitlelerce anlaşılamaması gibi..!!

Sağcı veya solcu dediğinizde kafanızda nasıl bir tip şekilleniyor..!!??

 Eğer Kullandığımız kelimeler ifade ettiği ''şey''i  tanımlarken, kişi bu kelimeyi anlamak için, başka ek bilgilere, daha öncesinde okunması gereken kitaplara ihtiyaç duyuyorsa, bu kelimeyi geniş kitlelere bir şeyler anlatırken kullanmaktan kaçınmak gerekir..!! 

Sol ve sağ kavramlarını anlatmak için  kullanılması gereken  kelimeler DEMOKRAT ve MUHAFAZAKARDIR..!!

Böylece kişi hangi kitleye karşı konuştuğunu, muhafazakarların ne istediğini, özgürlüklere neden karşı olduklarını, güçlerini/iktidarlarını kaybetme korkusundan dolayı her yeniliğe nasıl karşı tavır aldıklarını... bilimden neden korktuklarını daha iyi anlayabilir/anlatabilir...!!

Aile de demokrat olan kimlerdir..!!?? Muhafazakar olan kimlerdir..!!??
Çocuklar ve gençler karşısında evebeynler muhafazakar konumdadır..!!

Bilgi seviyesi yüksek olduğu halde bazen öğretmenler.. öğrenciler karşısında muhafazakar konumdadır...!!

Demokrat- muhafazakar çatışmasında anlaşılması gereken en önemli konu.. kimin neyi istediği.. diğerinin de hangi korkudan dolayı bunu vermediğidir...!

Devletle, iktidarla girilen çatışmalarda kim demokrat.. kim muhafazakardır..!!??
12 yaşındaki kızını gelin veren aşiret mensubuyla çatışmada demokrat olan devlettir.. Muhafazakar olan ise birey...!!

İktidar hakkında düşüncelerini yazan yazarla olan çatışmada muhafazakar olan devlettir.. demokrat olan ise birey..!!

Bu yüzden Demokratların, muhafazakarlarla çatışmasında dikkat etmesi gereken iki ana konu vardır...!!

1.si Aikido felsefesidir...!! yani devlet senindir..!! sen onu yok edemezsin.. sen onu yok etmek için çaba sarfedemezsin.. onu yok edersen kendini yok edersin.. yapman gereken onu elinde tutan insanlarla savaşmaktır...!!
Yani sen yürüyüş yapmak istediğinde seni engelleyen polisle çatışmak yerine..  sana o polisi gönderen kişilerle savaşmalısın..!! o kişilere ulaşamıyorsan.. enerjini bu sorunu çözmeye harcamalısın.. kitleleri sokağa dökerek enerjini , adamlarını kaybetmek.. doğru bir strateji değildir...!!

2.si hangi çatışma konusunda.. kim demokrat.. kim muhafazakar net anlatmalısın...!!!
Aksi takdirde Mücadelen anlaşılmaz...  yapılan çatışmada muhafazakar taraf gözüken devlet.. toplumdaki diğer muhafazakarlar tarafından desteklenir...!!

Devleti dönüştürebilmenin koşulu direksiyona geçmektir..!! bu da var olan sistemde yasama ve yürütme yetkisini ele geçirmekle mümkündür..!! yani seçimleri kazanmakla...!!

Bu mücadelede demokratların başarısız olması.. oyunu yeteri kadar iyi oynamamalarından kaynaklanmaktadır..!!

20 yıldır CHP ilçe teşkilatında oturan ve hiç kimsenin de kendi koltuğuna rakip olmasına izin vermeyen kişi.. ister adı kominist kemal olsun.. ister solcu kemal.. MUHAFAZAKARDIR...!!

ve çizginin muhafazakarlar tarafındadır.. yaptığı eylemler.. üreteceği işler hep muhafazakar olacaktır...!! demokratlarla muhafazakarların çatışmasında.. bizim liderimiz miş gibi gözüken kişi muhafazakarlara hizmet edecektir...!!

İş bu yüzden Türkiye'deki demokratlar.. mücadelelerini öncelikle,,, çevrelerindeki statükocu, muhafazakar,, iktidarımı/koltuğumu elimden alırlar duygusundan dolayı, değişimi tehdit olarak algılayan korkan kişilere karşı yapmalıdır..!!!

9 Şubat 2015 Pazartesi

Seçimler için B planı..!!


Her şeyin değişim içerisinde olduğu günümüzde, toplumsal mücadele ve örgütlenme yöntemlerinin de değişmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur...!!

Liderlik ve örgüt gücü 5 bin sene önce önemli olduğu gibi, bu günde önemlidir..!!

Lakin..
Artık tartışmasız bir gerçektir ki ; Sistemin içerisindeki siyasi partiler işgal edilmiştir.
sendikal örgütlenmeler yahut diğer sivil toplum örgütleri içindeki çalışmalar da iktidar erki tarafından kolayca etkisiz hale getirilmektedir.!!

İşbu yüzden yeni dönemin toplumsal mücadelesi Deniz Yıldızı şeklinde olmak, balık yahut kuş sürüleri gibi hareket etmek durumundadır.

Gücümüz kalabalık olmaktan, farkımız ise aklımızın olmasından kaynaklanacaktır..!!

Deniz yıldızının kafası gözü nerede belli değildir... kolları kesilip tek bir kolu kalsa bile, bir koldan yeniden büyüyebilir.
Balık yahut kuş sürüleri bir alfa lider olmadan hareket eder ve gitmek istedikleri yöne gider...!!

Bunun ilk denemesi, genel merkezlerin aksi beyanlarını dinlemeyerek ve yerel seçimlerde en güçlü adayı desteklemek şeklinde, yapılmıştır.. pek çok il ve ilçe de başarı sağlanmıştır.

İkinci deneme CB seçimlerinde yapılmıştır...!! ve çok başarılıdır...!! Türkiye'de belli bir örgütü olmayan.. tek bir lidere bağlı kalmayan.. birbirleriyle dolaylı yoldan ilişki de ki 10 milyon insan, CB seçimini boykot etmiştir..!!

Geçen seçimlerde boykot yapmamızın sebebi, CHP ve MHP nin yönetim kadrosuna mesaj vermektir. Ama görülmüştür ki bu mesaj umursanmamaktadır..!!

Bu seçimlerde boykot etmek yahut küstüm oynamıyorum demek meclis aritmetiğini değiştirmeyecek.. tam tersine Türkiye'nin parçalanmasının önündeki son engel olan Anayasa değişikliğini daha kolay yapmaları için, var olan hainlere yardımcı olacaktır..!!

Aklın yolu ve hedefimiz Bir'dir..!!

Örgütsüz, lidersiz kalmış ulusalcıların bu seçimde yapacağı şey,,
Somut koşulların somut tahlilini yapıp, bulundukları seçim bölgesine göre..
-- Bazı yerlerde bağımsız adayları...!!
-- Ne hazin ki kötünün iyisidir diyerek bazı yerlerde CHP ve MHP yi desteklemektir.

Barajı aşma ihtimali olmayan partilere oy atıp Oyları harcamak kimseye fayda sağlamayacaktır..!!
Seçime kadar ya ulusalcı bir cephe kurulacak ve 10 milyon boykot oyunu arkasına alıp meclise girecek..!!

Ya da ulusalcılar deniz yıldızı gibi örgütlenip.. balıklar ve kuşlar gibi hareket edecektir..!!

Aklın yolu ve hedefimiz Bir'dir..!!!
Üzüm taneleri birleşir salkım olur...!!

3 Şubat 2015 Salı

Atatürkçüler % 10 u geçemiyorsa eğer.. asın bizi..!!



  Mevcut durum şu dur ;

1- CHP ve MHP liderleri son 12 yılda girdikleri her seçimi kaybetmiş.. oy oranlarında bir artış sağlayamamış durumdadır.
Güçleri kendilerinden değil, birileri tarafından görevlendirilmiş olmalarından ve  kökleşmiş partilerin genel başkanı koltuğunda oturmalarındandır..!! o koltuktan ayrıldıkları gün.. sokakta kimse tanımaz..!! yeni parti kursalar.. peşlerinden kimse gitmez.!!

2-   CHP, bırak kurulacak bir ulusalcı cepheye liderlik yapmayı.. hali hazırda ki ulusalcı milletvekillerini disipline sevk ederek partiden ihraç etmektedir.
 Etkili koltuklara 705 kod nolu Sezgin Tanrıkulu gibi yahut Mehmet Bekaroğlu gibi adamları atayarak bundan sonra nasıl bir siyaset izleyeceğini ifade etmiştir.
  MHP, yükselen milliyetçiliğin ateşini söndürmekle görevlendirilmiş.. iktidara yönelik hiç bir çalışma, program yapmayan.. ne dediği belirsiz bir parti konumundadır.. iktidarı istememektedir..!

3- PKK, AKP nin boşalttığı alanlara yerleşmiş.. daha önce devletin yanında yer alan kürtleri, tehditle.. gövde gösterisiyle kendi yanına çekmiş.. özerkliklerini ilan etmek için her türlü pazarlığı yapma gücüne erişmiştir.

4- Kaht-ı Rical...! Devleti koruyacak yetişmiş devlet adamları ve KURUMLAR pasifize edilmiş.. Memleketin her yeri yağmalanmış.. bilim ortadan kalkmış.. 75 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti terör örgütleriyle dış politika yapar hale gelmiş.. savaşa doğru sürüklenmektedir.

Mevcut durum yukarıda ki gibi iken.. hala diyorlar ki iktidar oy kaybetmektedir..!!

Hayır kardeşim.. bu gün itibariyle ( seçime kadar ne olur bilinmez) iktidar oy falan kaybetmemiştir..!!
Geçen seçimde AKP ye oy verenlerin hiçbirinin hayatında bir şey değişmemiştir.!!
Geçen seçimde oy verenler tekrar verecektir...!!

Dışarıdan bir kahraman beklemek.. heybeden çıkacak turplara güvenerek siyaset yapmak.. bir oyalama taktiğidir..!!

Kurt'a demişler ki boynun neden kalın.. kendi işimi kendim yaparım demiş...!!

Türkiye de ki ulusalcılar birilerinden bir şey beklemeyi bırakmalıdırlar..!! Çünkü hiç bir şey olmayacak.. hiç kimse gelip bizi kurtarmayacak...!!
 Kurtaracak olsaydı.. seçime 4 ay kalıncaya kadar bunun emarelerini görürdük...!!
Her şey aynı...!!

Yani demem şu ki ; bu seçimde de AKP lider parti olarak çıkacaktır...!! Kimse kendine bir hayal dünyası yaratmasın...!! temennisini tespit gibi anlatmasın...!!

Türkiye de ulusalcı bir cephe  kurulmadığı sürece.. hiç bir şey değişmeyecektir..!!

Eğer seçimlere böyle bir cepheyle girebilirsek.. meclise de gireriz...!!
Bu ülkede okumuş yazmış milyonlarca Atatürkçü var..!!
Eğer %10 barajını aşamayıp meclise de giremiyorsak eğer.. zaten bu ülke bizim olmaktan çıkmıştır kardeşim..
Asın bizi...!! biz bu ülkeyi de.. yaşamayı da hak etmiyoruz...!!!

Denemesi bedava.. bir hafta içinde kurun bir ulusalcı cephe..
ama bu cephe öyle kim olduğu belli olmayan.. biz kaç kişiyiz gibilerinden işler yapıp fişleme yapmaya çalışan istihbaratçılardan olmasın..
Kamu oyunun bildiği siyasi parti liderlerinin destek verdiği, gerçek anlamda ulusalcı bir cephe olsun.. açın oylamaya internette.. sonuçları 15 günde alırız.. bakın bakalım kaç oy alacağız..!!
cumhuriyet mitinglerinde BİR MİLYON insanı meydanlara toplayan ulusalcılar..
sandık başına da 10 MİLYON adamı getirir...!!!


Zamanın birinde Satrancı keşfeden bilge kişi.. bu yeni oyunu Kral'a öğretir..
Kral oyundan çok hoşlanır.. ve bilge kişiye dile benden ne dilersen der..!!
Bilge kişi der ki ;
satranç tahtasında 64 kare var.. Her bir kareye pirinç tanesi koymanızı istiyorum der.. ama bir şartım var.. bir sonraki kare.. bir öncekinin iki katı olacak...!!
Yani ilk kareye 1 pirinç tanesi.....
ikinci kareye 2 pirinç tanesi..
Üçüncü kareye 4 pirinç tanesi...!!

Kral gülümser.. bundan kolay ne var der.. ve hemen emir verir.. ambardan pirinç getirin..
Lakin daha 25. kareye gelmeden bakarlar ki.. ülkenin bir yıllık pirinç üretimi bu işe yetmiyor...!!

Yani sen iki kişiye söyledin.. o da iki kişiye söyledi.. onlarda ikişer kişiye söyledi.. piramidin 23. basamağında 17 milyon kişiye ulaşırsın....!!
üstelik 23 basamaklı bir piramidin geri besleme bilgisini almak ne kolaydır.. herkes bir altındakine.. iki ayrı kişi buldun mu diye soracaktır hepsi bu.....

1 Şubat 2015 Pazar

Anayasa'nın gölgesi..!! Gölgeden korkanlar..!!

İf we can not make elevation.. İt will be too late...!!!
( eğer bir cephe yapamazsak, çok geç olacak )

  Kullanıl(a)mayan güç.. Kullanıl(a)mayan silah.. Kullanıl(a)mayan ilaç.. Kullanıl(a)mayan para..
 Hiç bir işe yaramaz...!!!!
Var ya da yok.. fark etmez...!!

 Grev hakkı, İşçilerin haklarını koruyabilmeleri için yaptıkları en temel eylem biçimidir.!!
 İşçilerin gücü, grevden gelir...!!!

AKP hükümeti iktidara geldiği andan itibaren Kristal-iş gibi.. Çaykur gibi.. THY gibi grevleri bakanlar kurulu kararıyla 60 gün ertelemiştir.

Son olarak 29 OCAK 2015 tarihinde, DİSK e bağlı Metal-iş sendikasının 15 bin işçiyle başlattığı grev, '' genel sağlık ve milli güvenlik ''...!!!! sebebiyle bakanlar kurulu kararıyla 60 gün ertelenmiştir...!!

Ülke de büyük bir deprem mi var..?? ülke savaş halinde mi..??  ki,, bu grevler milli güvenlik bahanesiyle erteleniyor..!!??

Daha önceki ertelenen grevlerden bildiğimiz üzere, erteleme kararı aslında bir yasaklamadır..!!
Çünkü grevin yeniden başlayabilmesi için idari yargının hükümetin yürütmeyi durdurma kararını kaldırması gerekiyor...!!

Yani yargı evet demediği sürece grev yeniden  başlayamıyor...!!

Nazi Almanya'sından farklı değil...!!

Basın özgür değil..!! vazgeçtim yandaş basından.. sayısı 3-5 kalmış gazeteciler de yazamasın diye haber yasağı koyuyorlar..!!

İşçiler özgür değil..!! vazgeçtim yandaş (sarı) sendikalardan... sayısı 3-5 kalmış sendika da Grev haklarını kullanamıyor..!!

Ben özgür değilim..!! yeni çıkacak iç-güvenlik yasasıyla birlikte, hiç bir haklı sebep göstermeden polis herkesi alıp toplayabilir hale geliyor...!!!

Daha önce,,, ihale alamam... terfi alamam.. beni kötü yerlere sürerler.. fişlenirim.. vergi cezası alırım.. gibi korkular.. yeni dönemde duyacağımız korku ve kaygıların yanında hiç kalacak...!!!

ŞİMDİLİK..!! (geleceği hep beraber göreceğiz) sosyal medyada yazıp çiziyor olmamız.. gerçek bir güç, gerçek bir özgürlük değildir..!! ilgili siteler bir günde kapatılır..!! Geniş yığınlar hacker değil ki bilmem ne ayarlarıyla oynayıp ilgili siteleri kullanabilsin..!!

İktidar,, iktidarını pekiştirmek için böyle davranabilir.. tarihte örnekleri vardır...!!
Ulan peki muhalefet neden böyle..!!?
Hadi muhalefetin liderleri satın alınabilir/ Tehdit edilebilir/ acem casus olabilir /  anlıyoruz...!!
Ama muhalefet liderlerinin etrafına toplanmış yalaka tayfası neden suskun kalır, bu işe müdahale etmez.. bu yalaka tayfanın aldığı bir ihale, bir rant, kişisel bir fayda da yok..!!
 Sadece geleceğe yönelik beklenti var.. belki yime(!) sırası bize gelir diye.....!!

Allah belanızı versin.. Ruhu aç, aklı yok, satılmış köpekler....!!!

Bir ülke kolay mı kuruluyor..!?  özgürlükler kolay mı elde ediliyor..!?
Ülken özgür değilse, ülken güvenlikte değilse eğer...  çocuğuna bilimsel bir eğitim veremiyorsan, istediğin hayatı yaşayamıyorsan eğer...  terfi alsan ne.. milletvekili olsan ne.. ihale alsan ne..!!
Bataklığın içinde zenginlik seni kurtarmaz..!!

Ve ulusalcılarımız..!! SEÇİMLERE CEPHE halinde girmek için daha neyi bekliyorsunuz...!!??
Her şeyi sandığa bağlayan zihniyete ders vermenin zamanı gelmedi mi..!?
10 yıldır girdikleri her seçimi kaybetmelerine rağmen, oturdukları koltuktan kalkmayan muhalefet liderlerine gerekli dersi vermenin zamanı gelmedi mi...!?

Deniz Baykal'ın Erdoğan'la bir yemekte anlaşıp, CHP yi ve Türkiye'yi nasıl sattığı, Zülfü Livaneli'nin ihbarı, Yalçın Küçük'ün araştırmalarıyla... yazıldı çizildi... kitaplarda, köşe yazılarında var...!!
Deniz bey öyle davrandıysa.. Kılıçdaroğlu ne yapıyor...!!??

Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'den  bir şey beklemek boşuna...!! Esirlerdir..!!
Bu zamana kadar yaptıkları, bundan sonra yapacaklarının teminatıdır...!!

Çözüm ; Seçimlere CEPHE olarak girmektir...!!

Aksi halde, seçim sonrası anayasa değişecek, ve en temel haklarımızın yasaklanması, ülkenin bölünmesi, ordunun en tepedeki liderin canının isteğine göre kullanılması, devlet kurumlarına yönetici atanması, basın yasakları, grev yasakları,, anayasaya koyulmuş kanunlarla sağlanacaktır...!!

 Kaç vekilin olursa olsun.. çıkaracağın hiç bir yasa, hiç bir kararname Anayasaya aykırı olamaz...!! Anayasa bu yüzden önemlidir...!!!

Tüm kurumlarımız işgal edilmiş olsa bile...
Şu an bu ülke,,, hali hazırda ki Anayasanın ruhu ile, gölgesi ile korunmaktadır...!!